Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Arıkan, taban fiyatın 50 bin lira olması gerektiğini söyledi. Arıkan, “Gelişmiş ülke olduğumuzu iddia edersek asgari ücretin 50 bin lira olması gerekir. Çünkü yoksulluk sınırı 50 bin lira. Açlık sınırı bu ay ve önümüzdeki ay asgari ücretin altında kalacak. Mart ayında” diye konuştu. ve nisan ayında asgari ücret açlık sınırının altında kalacak.” “Yani yoksulluğu çözemedik” dedi.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan, bugün Edirne’de bir restoranda düzenlenen Saadet Partisi belediye başkan adayları tanıtım toplantısına katıldı. Arıkan, hükümetin 2023 hedeflerine ulaşamadığını belirtti.
“ÇOK KOLAY YALAN SÖYLÜYORLAR”
Mahmut Arıkan şunları söyledi:
“Bunu burada söylediğim için üzgünüm, çok kolay yalan söylüyorlar. Bu bizi üzüyor. İktidarın temsilcisi olan değerli arkadaşlarımız Meclis kürsüsüne çıkıp 2053 hedeflerini konuşuyorlar, 2071 hedeflerini konuşuyorlar. Hükümete bu soruyu sormak için 2011, 2012’de Edirne’ye geldiniz. 2023. Türkiye’nin Türkiye’ye yönelik hedeflerini vatandaşlarımızla paylaştınız. Orada ne dediniz? ‘Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına gireceğiz’ dediniz. 2023.’ Bugün neredeyiz, 17. sıraya zar zor tutunabiliyoruz. 2024’e girerken ulaşamadığınız hedefleri konuşmak yerine 2053’ü anlatın. 2071’den bahsediyorsunuz. Muhalefet partisi olarak bizim Buna itiraz etmek en doğal hakkımız. Algıların gerçeklerin önüne geçmesine izin vermeyeceğiz. 2011’de Edirne’de ‘milli gelirimiz 25 bin dolara ulaşacak’ demiştiniz, 12 bin 500 dolardı. .
“4 KİŞİLİK AİLE BİR DAHA KAÇAMAZ”
Gelişmiş ülke olduğumuzu iddia ediyorsak asgari fiyat 50 bin lira olmalı. Neden, çünkü yoksulluk sınırı 50 bin lira. Açlık sınırı bu ay ve gelecek ay baz fiyatın altında kalacak. Mart ve Nisan aylarında taban fiyat açlık sınırının altında kalacak. Bu, yoksulluğu çözemediğimiz anlamına geliyor. 2002 yılında bu arkadaşlar seçim meydanlarında ellerinde bir bardak çay ve simitle bir ailenin çay ve simitle geçinemeyeceğini iddia ediyorlardı. Bugün 2024’te buradayız, çay içiyoruz, simit hesabı yapıyoruz. “Dört kişilik bir aile bir daha anlaşamaz.”
